17 Kasım 2016 Perşembe

Dinozoring Taym / Eski Yazılar # 2 - Hiç Tv'ye çıkmadım mı ?... Çıktım elbet:)


Efendim sene 2005... Yaz mevsimi..

Didem kişisi, işsiz ve en serkeş haliyle gündüzün çatında İstiklal Caddesi'nde üç aşağı beş yukarı dolanmakta.. .

Ensesinde boza pişiyor ama yürümek de kafa boşaltmaya bire bir... Şebnem Ferah'ın da " Can Kırıkları " albümü yeni çıkmış. Bizim garibanın parası yok alamamış, Bööyle Sezercik misali burnunu kitapçı camlarına yapıştırarak şarkıları dinliyor merakla...

Boş boş dolanmaktan sıkılıp eve dönmeye karar veren Didem kişisi, karşı yönden, gülümseyerek üzerine doğru yürüyen; " Ürkütücü bi tonda mavi gözleri olan muhabir genç" ( kısaca übtmgomg) ve kameraman arkadaşı görünce önceden bi irkilir fakat kaçmaz, akışına bırakır işi..

Elinde: "Ferrarisini Satan Bilge" kitabının sahtesi, ve kocaman Show tv mikrofonuyla übtmgomg , röportaj için izin ister ve Didem kişisinin ilk TV macerası da başlar:

Übtmgomg: Evet, bu kitabı bir inceleyebilir misiniz?
D: Kitabı inceler ( Daha doğrusu mükemmel bi oyunculukla inceler gibi yapar... Tam tabirle: " röportajda kitap inceleme taklidi yapan sade vatandaş taklidi" desem daha doğru olur. )
Übtmgomg: Farkettiniz değil mi? ( kitabın sahte oluşunu kastediyor kendileri )
D: Evet, ama ben bu kitabı biliyordum ondan farkettim. Sonuçta bilmeyen biri farkedemeyebilir yani
Übtmgomg: Peki Teşekkür ederiz...( Röporaj biter )
Akşam evde beni bir görseydiniz, gülmekten ağlardınız... Sanki Nobel almışım, aids'e çare bulmuşum da Tvlere konuşmuşum onu bekliyorum... Gereksiz bir heyecan.. Bekle bekle haber de çıkmıyor bir türlü... Neyse ki sonlara doğru bizim bant başlıyor; übtmgomg o gün İstiklal'de birkaç kişiyle daha konuşmuş fikrini almış... Haber bandında da bööyle herkesten 2 cümle kesip yapıştırmışlar.. Bir geldi bana sıra.. Tutup benim o mükemmel (!) açıklamamı kesip,: "Sonuçta bilmeyen biri farkedemeyebilir yanieee" dediğim yeri yapıştımışlar mı... pii... Bir de "yani" derken hafiften kaymışım böyle tiki kız gibi... Aman aman... 
Gerçi Allah'tan kısa tutmuşlar, böyle bir cümleyle insanların hafızasında kalmasam iyi olur, çabucak unutmuşlardır. O akşam sonra hiç telefon da çalmadı, aileden de kimse görmemişti beni... Pek çok dalga ve geyik muhabbetinden yırtmıştım...

Ertesi sabah ailenin küçüğü olarak alışverişe yollandım her zamanki gibi... Önce kasaba uğradım ben dönene kadar kıymaları hazır ediversin diye:

Kasap abi: ooo yenge hoşgeldin ( o zamanlar dükkan sahibiydik ondan yenge diyordu kendileri )
D: Meraba Murat abi nasılsın iyi misin?
Kasap abi: Çok şükür yenge, dün haberlerde gördük seni
D: (...derin sessizlik var burada ) ya evet ( sahte sırıtma, saçma mimikler ) öyle oldu abi... Neyse sen bana yarım kilo kıyma hazırlarsın yağsız ( ses detone ) dönüşte alırım...
Kasap abi: Tabi yenge tabi ( kocaman sırıtıyor böyle: "ehe seni yakaladım TV'de reziil" der gibi, bir yandan da satırları biliyor böyle casada cusada... Beni mi kesecek ne yapacaksa artık diye tırsıyorum...)
Yaa sevgili okuyucu... Beyaz cama çıkmışlığımız da var yani. Yalnız o gün bugündür, sokak röportajı görünce transit geçiyorum ( kaçıyorum )... çekmeyin kardeşim... çekmeyin:))

02 Şubat 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder